sabah kalktığımda boğazlarımda hafif şişlik ve başımda ağrı ve vücudumda halsizlik vardı pazar günü..
bir gün önce Hayat Bilgisi ve Matematik ödevlerini bitirmişti Öykü, pazara sadece İngilizce ödevi kalmıştı..
kahvaltıdan sonra o ödevini yaparken, bir yandan da bana öğretiyor ingilizcede öğrendiklerini..
çünkü ben, bana öğretmeye çalışırken onun da tekrar edip daha iyi öğreneceğini düşündüğümden, böyle bir anlaşma yapmıştık kendisiyle..
okulda öğrenci, evde öğretmen oluyordu konu ingilizce ise..
bir de böyle ciddi havalara bürünüyor sormayın, arasıra ben de anlamamış gibi yapıyorum iyice pekiştirsin diye..
ödevini böylece bitirdikten sonra, havanın aşırı sıcak olmasını ve biraz hasta oluşumu bahane ederek "dışarıya çıkmayalım evde ne istersen yapalım" dedim ama ıı.
sinema sinema sinema diye tutturdu..
giyinip çıktık evden..
Sihirli Orman a girdik..
geçen hafta gittiğimiz Garfield dan daha eğlenceliydi walla.. ben bile pek eğlendim :)
çıktıktan sonra karnımızı bir güzel doyurup ardından tabiki D&R e gittik..
düşünüyorum da ne kadar çok bana benzemeye başladı zevkleri büyüdükçe..
bir de son zamanlarda ayrılmaz ikili olduğumuzdan tam arkadaş modundayız anlatamam, görmeniz lazım bizi birlikteyken..
o biraz büyüyor ben biraz küçülüyorum :)
çok küçüklüğünden beri bir kuralımız vardı bizim.
ister oyuncak, ister kitap, ister film, sadece TEK BİR TANE seçip alma hakkı var bir çıkışta..
yoksa ben bile bu yaşımda mesela D&R deki herşeyi alabilme isteğine sahip oluyorum mağazaya girdiğimde, Öykü nasıl kendini tutacak..
uzun zaman geçirdik pek çok şeyi inceledik..
sonunda bir adet Sizinkiler de karar kıldı :)
ben de bir film aldım kendime.
kasaya gittik..
sıra beklerken, kasanın alt bölümünde şahane defterlere ilişti gözüm..
onlar ne güzel şeylerdir yaf, ciltleri falan bi harika..
açma kapama yerleri..
boy boy..
ama hepsinin ciltleri değişik ve cidden gördüğüm en iyi defter kapakları..
ben hayran hayran "öyküüüü şunlara bak nasıl güzel" diye onu da ortak edince inceleme sürecine..
"aaa eveeeettt çok güzelmiiiş"
eline alıp dokunarak inceledi ve bir tane kırmızılı olanı göstererek bana;
"anne alsana bunu kendine" dedi..
bi baktım, oha dedim çok pahalıymış boşver.
öykü hiç duraksamadan şu cevabı yapıştırdı: "ben sizinkilerden vazgeçerim, nolur sana bunu alalım"
baktım
baktım
baktım yüzüne,
öyle tatlıydı ki..
gözlerim doldu.
canımmm kızım teşekkür ederim sen bitanesin dedim. bana bunu almış kadar oldun inan.
"anne bak gerçekten ben vazgeçebilirim cidden sana bunu alalım benim hakkımın yerine" diye ısrar etti..
sarıldım sımsıkı..
öptüm..
ben sizinkileri alırsak daha mutlu olacağım dedim.
o anda içimden geçenleri gerçekten anlatma imkanım yok..
tek söyleyebileceğim o benim günışığım
küçük günışığım..
16 Eylül 2008 Salı
kendi hakkından vazgeçme teklifi..
Gönderen 7.oda zaman: 23:09
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
sanırım hediye konusunda yardım ettin adama..
tesekkurler..
fatoşcum, senin minik kuzun büyüyor. ve çok tatlı bir küçük hanım oluyor. :)
cok anlayişli ve fedakar bir dostun varmiş :)
Prensesin :) kraliçeliğe doğru emin adımlarla yürüyüşü devam ediyor :)
ve her geçen gün annesine benziyor..
ne fedakar kızın varmış senin ya.
annesi için kendi hakkından vazgeçiyo bu yaşta. walla süperrrr...
canım arkadaşım benim gene beni benden aldı...Bizmi büyüğüz öykümü büyük artık karıştırmaya başladık...o gün hayatıma girdiğimden beri aynı şeyi söylüyorumkendi kendime arkadaşımdan öğreneceğim çok şey var....
seni tanıdıkca...dibine düşen armut şaşırtmıyor beni...
ne güzel...
ben pıp pıt döktürdüm okurken. yaşlılığım çok kötü olucak benim::))
Hayatın anlamı bu işte.
Analığa ödül bu işte:)
nemli nemli öperim
ay ben inanırım bu cadı yapmıştır çok bilmiş :)) bi güzel mıncır benim yerime Fatoş :)
Gerçek bir dost olduğu tasdiklenmiş oldu bence bu hareketten sonra.
Dostluğunuz daimi olsun.
SEVGİLER
çok özel bir çocuk öykü. cok duyarlı. neler hissettigini anlayabiliyorum fatos. keyfini sur bu duygunun :)
Yorum Gönder