16 Mart 2010 Salı

Tiyatrocu Bir Kızınız Varsa

.


Bu dönem küçük hanım hiçbir sınavına çalışarak gitmedi.
- Çalışmama gerek yok, hepsini biliyorum anne diyerek ona söyleyeceğim lafları geri püskürttü.
Zaten bütün kitap ve defterleri evde değil okulda dolabında durur. Sadece hangi dersten ödevi varsa, o dersin gereken kitapları eve gelir gider akşamları o kadar.
Sınav ile ilgili kitap ve defterlerini de öncesinden eve getirmediği için onu ikna edip dersin başına oturtma şansımı hep baştan yoketti.
Dolayısıyla geçen haftaki Sosyal Bilgiler ve Matematik sınavlarına da, bu haftaki Fen Bilgisi ve Türkçe sınavlarına da hiç çalışmadan, derste ne öğrendiyse, akşamları ödevlerde neyi pekiştirdiyse, o halde girdi.

Geçen dönemin toplantısında, öğretmeninin söyledikleri arasında, dersin derste öğrenildiği ve Öykü’nün de sınıfta konsantrasyonunun çok yüksek olduğu vardı.
Hem bunu test etmiş olmak, hem de ne oluyor ne bitiyor bakalım çalışmadan neler olacak görelim diyerek fazla üstüne gitmeyip hep şu cevabı verdim ben de Öykü’ye:
- Tamam kızım, sen öyle diyorsan öyledir, sonuçta sen biliyorsun neyi bilip bilmediğini, başarıp başaramayacağını, gerçekten çalışmana gerek olmadığını düşünüyorsan benim için hiç sorun yok
:)


Dün akşamüstü 17 sıralarında (Öykünün eve geliş saati) telefon ettim.
Telefonu annem açtı, Öykünün fen sınavının nasıl geçtiğini sordum, iyi geçmiş ama geçen haftaki matematik sınavı açıklanmış dedi. kaç almış dedim. Kendisi söylesin dedi.
Ama annenim sesi böyle hafif tuhaf.
Telefonu Öykü aldı sonra, aramızdaki konuşmayı aynen aktarıyorum:
- Hi mom, how are you?
- Fine, you?
- I’m sad.
- Why?, Fen sınavın kötü mü geçti?
Gördüğünüz gibi kıt ingilizcemle buraya kadar cümle kurabiliyorum :))
- Fen sınavım çok iyi geçti ama Matematikten kötü not almışım.
- Ne kadar kötü?
- Çok kötü, şimdiye kadar aldıklarımın en kötüsü
Sesi de ciddi derecede üzgün.
- Öykü şaka yapma.
- Şaka yapmıyorum anne gerçekten çok kötü.
- 80 mi aldın
- Hayır, in.
- Gerçekten mi
- Evet
- 70
- Evet
Sessizlik. Ben sesinin tonundan gerçek olduğunu düşünüyorum. Ve ne demeliyim diye düşünüyorum. Ve ciddi anlamda da üzülüyorum.
- Kızdın mı anne
- Hayır kızmadım ama üzüldüm.
- Öğretmenim dedi ki: Öykü bir daha böyle bir not alırsan bu dönem başarı belgesi falan alamazsın. Çok utandım anne.
- Hangi konularda hata yapmışsın peki, geometride mi ?
- Bilmiyorum daha kağıtlarımızı dağıtmadı.
Susuyoruz.
- Çok mu kötü anne kurtaramaz mıyım ?
- İkinci sınavında 100 bile alsan ortalaman 85 olacak Öykücüm.
- Yaaa offf
gibi seslerin ardından hafif ağlamaklı bir sesle telefonu kapattı.



Şimdi diyeceksiniz ki 70 kötü bir not değil.
Evet 70 kötü bir not değil, üstelik sınav notlarına bir kere bile takılmadım bugüne kadar ama burada durum farklıydı.
Öykünün 70 alması demek bilmediği, anlamadığı konular var demekti.
Çünkü dikkatsizlik ve yanlış dört işlem yapma gibi sebeplerle; yanlış cevapları oluyordu hep bugüne kadar.
Yani bilmemekten değil dikkatsizlikten gidiyordu hep puanları.. ki bu da 90 ın altına düşmeyen bir not grafiği ortaya çıkarmıştı şimdiye kadar.
Şimdi 70 demek bilmediği konular var demekti.
Ve hangisiydi bunlar??

Ben her akşam, istisnasız her akşam saat 21 hatta 21.30 a kadar onunla birlikte ders çalışıyorum, anlamadığı konuları tamamlıyorum, bazı farklı yollar öğretiyorum özellikle matematikte.
Yani Öykünün neyi bilip bilmediğine fazlasıyla hakimim.
Ve atladığımız neresi oldu acaba diye canım sıkıldı çok.

Kesin şaka yapıyor, biraz sonra arayıp doğruyu söyler diye düşündüm.
Aramadı.
Hakkaten gerçek galiba dedim içimden.
Zaten neredeyse ağlayarak kapattı telefonu diye düşündüm.
Evde nasıl konuşacağımı, ona nasıl moral vereceğimi, ama moral verirken de düşük not almasının çok önemsiz bir konu olarak algılamamasını nasıl sağlayacağımı düşündüm..

Saat 19 gibi yanına gittiğimde:
- Annecimmmm, seni çok özledim diyerek boynuma atlayıp, burnunu boynuma gömdü. Çok neşeliydi.
- Canım kızım benim, ben de seni çok özledim.
Sarılma, koklaşma ve öpüşme faslımızın ardından..
- Öyküüü gerçekten 70 mi aldın kız?
- Hayııırr, şaka yapmıştım 92 aldım.
- Ulan şimdi seni gebertmez miyim ben, kaç saattir üzülüyorum ben biliyor musunnn, niye arayıp söylemedin şaka yaptığını.
- E unuttuuum :)




Tiyatrocu bir kızınız varsa böyle oluyor işte.
Bu kız küçücükken de böyleydi.
Evdeki tiyatro oyunlarımızda ağlaması gerekiyorsa, ağlıyordu ciddi ciddi :)
Hata bende ki bunu bile bile yine de inanıyorum ona :))