26 Eylül 2009 Cumartesi

4. Sınıf


Böyle önemli günlerde daha bir idrak ediyorum..
Benim kızım büyüyor..
Zaman ne hızlı geçip gidiyor..
Küçük hanım 4.sınıfa başlıyor..
4. sınıf..



Bu seneki kırtasiye alışverişinin neredeyse tamamını babasıyla birlikte hallettiklerinden bana sadece eksik kalan parçaları bulup almak kaldı..
Tam 38 parça olan kaplanacak kitap ve defter vardı ortalıkta..
Kitapların tamamını işyerime götürdüm. Sağolsun İlknur ve Banu yardım edince, kimbilir kaç gecemi alacak bu kaplama işlemi 2 günde bitti.
Defterlerini de Öykü ile birlikte akşam kapladık. Büyümüş gerçekten, geçen yıl mızıkçılık yaparak kaytardığı kaplama işinden bu sene hiç kaçmadı ve hatta birlikte yapmaktan hoşlandı..
Etiketlemeleri de birlikte yaptık..
Ne çok ders var allam bu sene..
Resim dosyasına ayrı, dolabına ayrı olacak malzemeleri ayırmak, klasörlerini ayarlamak derken, okul öncesi son gecemiz tam anlamıyla kırtasiyeye dönmüş bir salonun ortasında geçti..
Gece uyku öncesi herşeyimiz eksiksiz hazırdı..


Elbette ilk yıllar kadar değildi ama yine heyecandan zor uyudu Öykü..
Derin dalamadı, gece sık sık uyandı..
Bu yıl sınıf öğretmenimiz değişiyor.
İlk 3 yıl aynıydı öğretmenleri ve genç bir bayandı..
4. ve 5. sınıfta ise erkek olacak.
Sanırım en çok onun merakı ve heyecanı vardı..
Ve sanırım biraz da korku..


Tüm malzemelerimizi alıp, anneanneyi de alıp taksiye atlayıp gittik sabah okula.

2 saate yakın tören sürdü..
Tören sırasında babası da geldi.
Sonrasında tüm malzemelerini dolaplarına yerleştirdik.
Sınıf içinde açık, sınıf dışında kapalı olmak üzere her çocuğun 2 dolabı var.
Görsel sanatlar dersi malzemelerini dışarıdaki dolaba koyuyoruz, kitap ve diğer malzemelerini içerideki dolaba.
Dolap yerleştirmeleri bitince çocukları öpüp onları artık yeni öğretmenleriyle başbaşa bıraktık..


Öğretmenimiz güleryüzlü ortayaşlı bir erkek.
Sanki eski Türk filmlerinde anadoludaki okul öğretmenlerine benziyor tipi :)


Artık büyüdü dedim ya..
Servis şoförüne evi öğretmek için falan kalmadım..
Öykü hanım artık o işleri kendisi hallediyor..

Öğlen yemekhanede de artık kendileri yemek alıp buldukları boş yere oturacaklar.
İlk 3 yıl onların masaları ve yerleri belirli olurdu, başlarında öğretmenleri olurdu ve tabaklarında yemekleri hazır olurdu..
Şimdi artık her işi kendileri halledecekler..
Sınıfı da artık 2. katta değil 3.katta..
Tuvaletleri de artık büyük..
Gerçekten büyüdüler yani..




Akşam eve çok mutlu döndü Öykü, öğretmenini çok sevmiş..
Neler konuştuklarını, neler öğrendiğini anlattı.. Bugün ders işlenmedi.
Diğer branş derslerinin öğretmenleri de gelip tanışmışlar.
Bu sene İngilizce ağırlıklı ders konumuna geçiyor.
2. yabancı dil olarak ise Fransızca yı seçti Öykü. Ne yapacağız bilmem Fransızca da. Gizem Franzsıca okumuş, artık telefonla ondan yardım isteriz.

Yarına ödev olarak defterlerin ve kitapların kaplanmasını yazmış ödev defterine Öykü, ama biz o işleri bu sene önceden hallettiğimiz için bu gece rahatız..


Kızıma da diğer tüm öğrencilere de çok şey öğrenecekleri ve mutlu olacakları bir eğitim yılı diliyorum :)

17 Eylül 2009 Perşembe

Avrasya Sirki

.

.
Küçük hanım geçen yıl babasıyla bir sirk deneyimi yaşasa da benim ilk sirk deneyimim olacağından ben ondan daha heyecanlıydım..
Evimizin dibinde kurulan Avrasya Sirki..
Hemen gitmek üzere plan yaptık..
Öykü bana ballandıra ballandıra geçen yıl gittiği sirki anlattıkça heyecanım daha da arttı..
Benim gibi daha önce hiç sirke gitmemiş olan Oğuzhan da planımıza dahil oldu ve sonunda geçen akşamların birinde gittik..



Fakir Balkan ülkeleri görünümünde kurulmuş bir lunaparkın ortasında kocaman bir sirk çadırı..
Önce kocaman bir pamukşeker aldık küçük hanıma, onu yiye yiye eski paslanmış aletleri gezdik..
Bunlara binmeye nasıl cesaret ediyor insanlar diye hayrete düştük..
Ben bikaç fotoğraf çektim..



Gösteri saati geldi ve biz de en önde yerlerimize kurulduk heyecanla :)
Sihirbazlık gösterileri ile başladı..
İçinden 3 kocaman tavşanı çıkardığı minicik kutu gösterisi hakikaten iyiydi..






Üstelik öncesinde kutunun içi de boştu, valla anlayamadık 3 tavşan neresinde saklanıyordu kutunun..
Tavşanlar fotoğrafta gördüğünüz kadar da büyüktü..




Sihirbazlık gösterilerinin ardından akrobasi gösterileri başladı..
Onlar nasıl lastik gibi vücutlardı inanılmaz..


Bir ara sahneye çocuk istediler..
Onlar minik çocuklara bakınsalar da seyirciler arasından, Öykü "ben de çıkmak istiyorum" diye söylenmeye başlayınca, “gerçekten istiyorsan çık sen de” dememle onun kendini sahneye atması bir oldu :)



Bu çocuktaki cesarete hayranım bişey diyemiyorum..
Fotoğraflar her şeyi anlatıyor zaten..


















2 dev ama gerçekten dev yılanla yapılan şovdan sonra da sirk bitti ?!??!
"Nasıl yaniii" diye biz birbirimize baksak da, Öyküyü “sen bizi kandırdın, hani nerde aslanlar, traplezden atlayan kızlar maymunlar” diye sıkıştırsak da sirk bitmişti..
Buna sirk değil akrobasi gösterileri desek daha doğru ad vermiş oluruz..
Ama topu topu 3TL lik gösteri de ancak bu kadar olur :)

Sirkten çıkınca, eski püskü aletlere binmek gibi bir ihtimalin sözkonusu bile olamayacağını hatırlatınca ben, sadece çarpışan arabalara bindiler Oğuzhanla ikisi..


Sonuç 3 liraya; kendimizi Macaristanda falan sandığımız gezici bir lunaparkın içinde ve akrobasi hareketleri, yılanlı gösteriler eşliğinde değişik bir akşam yaşadık..

Benim aklımda tek kalan şey Öykünün sahneye fırlayışı ve onu yukarılarda görmem !!