9 Haziran 2009 Salı

Mektup Arkadaşı


bir yıl önce falan gelmişti aklımıza onları mektup arkadaşı yapmak..
ikisini de yazmaya teşvik etmek, mektubun nasıl bir şey olduğunu öğretmek adına..
ikisinin de aynı yaşta olması büyük bir avantajdı üstelik..
ve ikisi de annesiyle yaşayan çocuklardı..

ilk mektubu Öykü yazdı..
ama neredeyse tamamında benim yardımımı aldı doğal olarak..
sonra Ozandan bir mektup gelince çok heyecanlandı..
hatta hemen cevap yazmaya başladı, öyle uzun uzun yazıyordu ki, yarım bıraktı sonunu getiremeyip.. bu kez ben hiç karışmamıştım :)


aradan aylar geçti, nihayet bizimkisi tek başına, beni odaya bile almadan kocaman bir mektup daha yazdı Ozana..



ve geçen ay İstanbulda tanıştılar..
Öykü Ozanla, ben de Şuleyle tanışmış oldum..
tahmin ettiğim gibi çok sıcak bir buluşma oldu.. kimse yabancılık çekmedi..
çocuklar hemen kaynaştılar..

Bizi Modaya götürdüler ..

aklıma gelen ilk kare: Öykünün kurt gibi acıktığını, tostların nerede kaldığını sorar sormaz, Ozanın garsona seslenip koca adam gibi tostları soruşu var :) Annesinin dediğine göre ilk kez böyle bir atraksiyon göstermiş :)



bizimkiler tostlarını da cipslerini de yer yemez bizi yalnız bırakıp kendi hayal dünyalarıyla birlikte etrafı gezmeye başladılar..
en son işi organ mafyası olduğundan şüphelendikleri kişileri gözetlemeye kadar vardırdılar :)


onlar heyecanla, gerçek ile oyunu birbirine katıp zaman geçirirken biz de Şule ile sohbet etme şansı yakaladık.. ki tadı da damağımda kaldı sohbetin :)


sonra bir de yürüyüş yapıp hep birlikte, zar zor ayrıldık birbirimizden..
Öyküye kalsa ya Ozanlara gideceğiz, ya da Ozanları kardeşime götürecekti :)



Onları Bursaya harika bir haftasonu için davet ettik, ve bir dahaki İstanbul gezimizde çocukları çok daha uzun süreli görüştüreceğimize söz verdik :)

bu arada ben Öyküyle Ozan ı fotoğraf çektim ama hiç aklıma gelmemiş Şuleyle ikimizi de çekmek yahu..

neyse o da bir dahaki sefere..

bu yazı vesilesi ile bı içten anne-oğula bir kez daha teşekkür ediyoruz :)