22 Nisan 2009 Çarşamba

İngilizce Öğrenmek



Öykü 1. sınıfa giderken İngilizce dersi almaya başladığında, ona bu dersin neden gerekli olduğunu anlatabilmek için epey çabalamıştım..
Neden Türkiyede yaşadığımız halde ve Türk olduğumuz halde İngilizce öğrenmeliydik??
Neden başka bir dil öğrenmeliydik?
Madem gerekliydi neden sadece İngilizlerin dilini öğreniyorduk, diğer ülkelerin dilini neden öğrenmiyorduk ??
Neden onlar Türkçe öğrenmiyordu ??
Neden, neden, neden ??
Ona göre Türkçe dersi gerekliydi, Hayat Bilgisi gerekliydi, hatta Matematik bile tamamdı, Resim, yüzme, tiyatro, beden eğitimi, müzik ve bilgisayar dersleri zaten çok gerekliydi :)
Ama İngilizce?? Neden ?? Ne işine yarayacaktı ??


Sanırım ona verebildiğim hiçbir cevap onu tam olarak tatmin edememişti o yaşta..
Başka ülkelerde yaşayan insanlarla iletişim kurabilmek için desem, neden onlar Türkçe öğrenmiyor o zaman diyordu..
İnternette her türlü bilgiye ulaşabilmen için desem, o yaşta bunun ne demek olduğunu anlayamıyordu..
Verdiğim hiçbir örnek onun için yeterli bir cevap olmuyordu..
En sonunda ben de ona şunu söylemiştim:
İleride daha iyi bir işin olabilmesi için, daha çok para kazanıp istediğin gibi rahat yaşayabilmen için İngilizce bilmen gerekiyor.. Çünkü pek çok firma başka ülkelere mal alıp satıyor, bu yüzden de İngilizce bilenleri büyük müdür yapıyorlar. Mesela ben üniversiteyi bitirdiğimde ingilizcem iyi olsaydı, daha farklı daha büyük bir işte çalışıp, daha çok para kazanıyor olurdum ve dolayısıyla da bugün sana daha güzel bir hayat sunabilirdim..


Aradan 2 yıl geçti..
Pek çok yol katettiler İngilizcede..
Bu arada ben de tabiki.. her Pazar günü en az bir saat birlikte İngilizce çalışıyoruz..
Artık anlayabildiği için de çok sorgulamıyor sanırım, sevmeye başladı yani :)
Bazen bazı animasyonları evde İngilizce olarak açıyorum… ve bazı kelimeleri, nadiren de bazı cümleleri yakalayıp anlıyor, çok hoşuna gidiyor..


Geçen hafta 44 soruluk bir İngilizce sınavı oldular ilk kez.
Sıfır hata ile gelince eve kağıdı, havalara uçtuk :)
Yuh dedim Öyküye de, nasıl sıfır hata olur yaaa, insan bir tane bile mi hata yapmaz..
O da kendisiyle gurur duyuyordu, ben de onunla :)


Cuma akşamı yemeğe gittik ikimiz..
Yolumuzun üzerindeki gözlükçünün önünden geçerken, bir gözlük dikkatimi çekti..
Gayri ihtiyari “ooo ne kadar güzeeel” diyerek vitrine yaklaştım, Öyküyle de eleleyiz..
O da beğendi çok.. “içeri girip bakalım hadi” dedi.. “yok boşver dedim çok pahalıdır.
Yürümeye devam ettik..
Bikaç adım sonra Öykü dedi ki:
- Anne ben geçen gün İngilizce sınavında hiç hata yapmadım ya..
- Evet ?
- Yani artık benim İngilizcem çok iyi.
- Evet ?
- Ben büyüdüğümde İngilizcem çok iyi olduğu için, çok iyi bir iş bulup, çok para kazandığımda, sana bu gözlüklerden birsürü alacağım ..
- Kız ben seni yemez miyim şimdi, gel buraya..
deyip sarılıp mıncıkladım her yanını dışarıdayız falan demeyip

Feci duygulandım yine tabi bu arada..
Bazen düşünüyorum da..
İnsan daha başka ne ister ki şu hayatta değil mi :)