29 Eylül 2008 Pazartesi

Mutlu Bayramlar



Biz yarın İstanbul yolcusuyuz..
Her Ramazan Bayramında olduğu gibi kardeşime gidiyoruz..
Yağış bikaç gün daha etkili olacakmış, umarım Öyküyü çokça gezdirebilirim..
Fotoğrafı bugün çektik ve Şu siteden kartpostal haline getirdik :)

22 Eylül 2008 Pazartesi

Kaşık Surat



fotoğraflar arasında kayboldum da..
annem bi yandan çıktı ister, elinde görmek ister haklı olarak..
fırsat buldukça 5 dakika bile olsa fotoğraflarımı düzenlemeye çalışıyorum artık..
en eskilerden başladım da ..
öykümün öyle tatlı fotoğrafları var ki :)



sıralı 3 taneyi paylaşmak istedim..
kaşık surat derdim ben ona küçükken..
hakkaten küçücük bir yüzü yok mu :)
bir avuç kadar..



benim minik kaşık suratım çok tatlı değil mi :)

16 Eylül 2008 Salı

kendi hakkından vazgeçme teklifi..


sabah kalktığımda boğazlarımda hafif şişlik ve başımda ağrı ve vücudumda halsizlik vardı pazar günü..
bir gün önce Hayat Bilgisi ve Matematik ödevlerini bitirmişti Öykü, pazara sadece İngilizce ödevi kalmıştı..

kahvaltıdan sonra o ödevini yaparken, bir yandan da bana öğretiyor ingilizcede öğrendiklerini..
çünkü ben, bana öğretmeye çalışırken onun da tekrar edip daha iyi öğreneceğini düşündüğümden, böyle bir anlaşma yapmıştık kendisiyle..
okulda öğrenci, evde öğretmen oluyordu konu ingilizce ise..
bir de böyle ciddi havalara bürünüyor sormayın, arasıra ben de anlamamış gibi yapıyorum iyice pekiştirsin diye..

ödevini böylece bitirdikten sonra, havanın aşırı sıcak olmasını ve biraz hasta oluşumu bahane ederek "dışarıya çıkmayalım evde ne istersen yapalım" dedim ama ıı.
sinema sinema sinema diye tutturdu..
giyinip çıktık evden..

Sihirli Orman a girdik..
geçen hafta gittiğimiz Garfield dan daha eğlenceliydi walla.. ben bile pek eğlendim :)

çıktıktan sonra karnımızı bir güzel doyurup ardından tabiki D&R e gittik..

düşünüyorum da ne kadar çok bana benzemeye başladı zevkleri büyüdükçe..
bir de son zamanlarda ayrılmaz ikili olduğumuzdan tam arkadaş modundayız anlatamam, görmeniz lazım bizi birlikteyken..
o biraz büyüyor ben biraz küçülüyorum :)

çok küçüklüğünden beri bir kuralımız vardı bizim.
ister oyuncak, ister kitap, ister film, sadece TEK BİR TANE seçip alma hakkı var bir çıkışta..
yoksa ben bile bu yaşımda mesela D&R deki herşeyi alabilme isteğine sahip oluyorum mağazaya girdiğimde, Öykü nasıl kendini tutacak..

uzun zaman geçirdik pek çok şeyi inceledik..
sonunda bir adet Sizinkiler de karar kıldı :)
ben de bir film aldım kendime.

kasaya gittik..
sıra beklerken, kasanın alt bölümünde şahane defterlere ilişti gözüm..
onlar ne güzel şeylerdir yaf, ciltleri falan bi harika..
açma kapama yerleri..
boy boy..
ama hepsinin ciltleri değişik ve cidden gördüğüm en iyi defter kapakları..
ben hayran hayran "öyküüüü şunlara bak nasıl güzel" diye onu da ortak edince inceleme sürecine..
"aaa eveeeettt çok güzelmiiiş"
eline alıp dokunarak inceledi ve bir tane kırmızılı olanı göstererek bana;
"anne alsana bunu kendine" dedi..
bi baktım, oha dedim çok pahalıymış boşver.
öykü hiç duraksamadan şu cevabı yapıştırdı: "ben sizinkilerden vazgeçerim, nolur sana bunu alalım"
baktım
baktım
baktım yüzüne,
öyle tatlıydı ki..
gözlerim doldu.
canımmm kızım teşekkür ederim sen bitanesin dedim. bana bunu almış kadar oldun inan.
"anne bak gerçekten ben vazgeçebilirim cidden sana bunu alalım benim hakkımın yerine"
diye ısrar etti..

sarıldım sımsıkı..
öptüm..
ben sizinkileri alırsak daha mutlu olacağım dedim.

o anda içimden geçenleri gerçekten anlatma imkanım yok..
tek söyleyebileceğim o benim günışığım
küçük günışığım..

8 Eylül 2008 Pazartesi

3.Eğitim Yılımız Başladı..


bana hala inanılmaz geliyor ama Öykü artık kocaman oldu yahu, 3.sınıfa gidiyor benim kızım :)
gece heyecandan iyi uyuyamadı, sabah heyecandan zor kahvaltı yaptı, hatta resmen yalvararak yumurtasını yedirdim.. evden çıkıp taksiye bindiğimizde kalbi pır pır, nefesi kesiliyor, anne çok heyecanlıyım diyor..
nihayet okula ulaştığımızda ve arkadaşlarını gördüğünde, arkadaşları da "Öyküüüü seni çok özledikkk" diye sarılınca bizimkine, nihayet rahatlıyor :)

Öykünün en sevdiği iki kız arkadaşı vardı 1.sınıfta iken..
1.sınıfın sonunda İnci başka bir okula gitti, 2.sınıfın sonunda da Ceren başka bir okula..
günlerdir onun sıkıntısı vardı, "ben şimdi kimin grubuna giricem, kiminle yakın arkadaş olucam" diye :)
baktım ilk teneffüste Esma ile hemen elele tutuşmuşlar (Öyküye sınıfa girince ilk sarılan da o kızdı.) içimden bir oh çektim.
Öyküye belli etmesem de ben bile stres olmuştum bu yakın arkadaşlarının gitmesi konusundan:)
çünkü bu konularda epey de duygusal sayılır Öykü..
şimdi artık diğer kızların gruplarına girecek bakalım..

bir diğer değişiklik artık tek kişilik masa ve sandalyeleri var..
2 yıldır 2 kişilik sıralarda eğitim görmüşlerdi..
ve mutlaka sıra kavgaları oluyordu..
aylık periyotlar halinde öğretmenimiz sıra arkadaşlarını değiştirse de mutlaka herkesle bir sorun yaşanıyordu :)
böylesi daha iyi sevindim..


servis konusunu da hallettikten ve yüzme öğretmeninden kan testine gerek olmadığının (aşıları tam olduğu için) sadece idrar testini yenilememiz gerektiğinin teyidini aldıktan sonra okuldan ayrıldım..
ha bu arada, okul kıyafetlerinin değişmediğini geçen hafta öğrenmiş, rahat bir nefes almıştım..
haftasonu bir denedik ki poposundan yukarı zor çıkıyor şorteteği..
30 bedenden 32 bedene büyümüş hanfendi yaf..
böylece kıyafetimizi de yeniledik bu sabah..
ayakları da 32-33 iyi mi ..
ben 36 giyiyorum yani..
yakında aynı spor ayakkabıları giymeye başlayacağız..


akşam eve, ilk günden yıldızlı aferini alarak (türkçe dersinden) döndü..
ilk ödevini yaptı..
Alkan ve Gizem arayıp başarılar dilediler..
Anneannesinden ve dedesinden de öpücüklerini ve dularını aldı..
biz böylece yeni eğitim yılımızı başlatmış olduk..
kızıma ve tüm öğrencilere başarılar diliyorum :)

onunla gurur duyduğumu söyleyerek gülen gözlerle uyuttum bu gece..
hep böyle geçer yıllarımız umarım..

7 Eylül 2008 Pazar

Güleç Pazarlar..



dün akşam aldığım zebra ile güne başlayan küçük hanımın keyfi pek yerindeydi..
sabah keyfi, kahvaltı ve cnbc-e deki çizgi dizilerimizi de izledikten sonra sinemeya gittik.
Garfield Komedi Festivali
kahkahalarla gülmedik filmde ama iyiydi yine de..
hatta film sırasında bir söz çok hoşuma gitti.. balık hafızalı olduğumdan Öyküye unutmamsı için sözü bir iki defa tekrar ettirmiştim :)
eve gelir gelmez de sordum sözü yazayım bir tarafa diye..
"komedi; bir başkasının başına gelen trajedidir." üzerinde epey düşünülecek bir cümle aslında..


sinemadan çıkar çıkmaz Erdem ve Ayşe ile D&R'de buluştuk.
Erdem Öyküyü görür görmez daha oracıkta hediyelerini verdi :) zaten ihtiyacımız olan Pastel boya ile gönlümüzü fethetti :) ama verdikleri akıl pek de hoşuma gitti diyemeyeceğim.. Ayşe ile ikisi de bu boyalarla evimizin (sadece odasının da değil) duvarlarını boyaması fikri :) nasıl ama.. hatta benim yatağımın başından başlaması gerektiğini de söylediklerini duydum bir ara.. temizlik için eve boyacı yerine Erdem ile Ayşeyi çağıracağıma oracıkta karar verdim ben de ileride :)



Öykü hanım en sevdiği çizgiroman serisi Limon ile Zeytin in bir kitabını da alınca değmeyin keyfine şeklinde D&R'den çıktık.. yemek yiyeceğimiz yere doğru yürürken bir dakika içinde Erdemle kaynaşıverdiler.. biz de Ayşe ile takıldık :)
Öykü hanım ukalaca ve zekice esprileriyle onları da beni de gülmekten kırdı geçirdi saatlerce..
biz zaten Öyküyle sürekli gülme krizleri eşliğinde yaşadığımızdan herşey eğlence dozunda yaşanıyor hayatımızda..
Erdem i de arkadaşı belleyip epey keyifli saatler geçirdi hakkaten..


kolayını bulsa bizim eve getirecekti ikisini de.. ama Erdem'in İstanbulda oturduğunu ve dönmesi gerektiğini öğrendiğinde çaresiz en kısa zamanda yeniden görüşmek üzere ayrıldılar :) Ayşeden de daha sonra görüşme ve bizim eve gelmesi sözünü alıp gülmekten ağrıyan yanaklarımız çenelerimiz ile evimize döndük..
ha bu arada ikisine de hatıra karikatür çizmeyi ihmal etmedi :)
imza bulmamız gerektiğini farkettik küçük hanıma..
bu bol kahkahalı ve eğlenceli gün için Erdeme de Ayşeye de çok teşekkür ediyor ve kocaman sevgilirimizi yolluyoruz..