15 Haziran 2007 Cuma

İlkokul Bir Bitti




Evvvettt artık gerçek anlamda bir karneye sahibiz :)
Küçük hanım ilkokul 1. sınıfı bitirdi..
İlk dönemde yani yarıyılda aldığı karne kadar heyecanlanmadı :)
Ve tabiî ki karnemizin hepsi 5 :)
Matematikte dört işlem bitti, su gibi kitap okuyor..
Sanırım 1. sınıf için gayet yeterli..


Karneler dağıtılırken çocukların çığlıklarını duymalı insan..
Gözlerinden heyecanı coşkuyu merakı her şeyi okuyabiliyorsunuz :)
Bazen yaşam sanki böyle küçük mutluluk anlarından ibaret gibi..
Yine her büyük olayda olduğu gibi çocuğunuzun ilk doğduğu günü hatırlıyorsunuz..
Nereden nereye diyorsunuz ..
Nereden nereye..
Hayat akıp geçiyor ..
Bazen yavaş görünse de aslında hep hızlıca..



Küçük hanım karneyi aldıktan sonra mudanyaya kalamar yemeye gittik :)
Balık lokantasındaki teyzeyi (itiraf ediyorum gerçekten biraz ürkütücü bir görüntüsü vardı ve biraz iriydi) son okuduğu kitaptaki “baba yaga”ya benzeterek tüm yemek boyunca bir tiyatro canlandırarak kadını da başrole oturttuk.. kadın masamıza yaklaştıkça çığlıklar falan tabe ahahah…
Biz birinci sınıfı bitirdik ama hala oyun çocuğuyuz :)
Ve bir itiraf daha ..
Ben de çok zevk alıyorum bu oyunlardan..
Çocuk olmak güzel şey canım..
Seni çok seviyorum dünya tatlısı kızım..
Daha nice karnelere :)

9 Haziran 2007 Cumartesi

İlk Tatilimiz



Eveett kaç aydır hayalini kurduğumuz tatile nihayet gittik geldik :)
Kemer'de huzurlu, eğlenceli ve mutlu geçen 8 gün..
Bu bizim anne-kız ilk tatilimiz..

Kasım ayından beri, yani okumayı öğrendiğinden beri en büyük hayalimizdi; şezlonglara uzanıp kitaplarımızı okumak..
İşte bunu bol bol yaptık..
Ama öyle büyük boy, bol resimli çocuk kitaplarından değil, annesinin okuduğu kitaplara benzeyen kitaplardan okuyacaktı Öykü hanım..
Bu konuda imdadımıza can yayınevi nin 7 yaş grubuna hazırladığı kitaplar yetişti.. Bu yılki bursa kitap fuarından kendisi seçmişti bir kış ayında Öykü kitabını: Kitaplardan Korkan Çocuk.. Bunun dışında yine günışığı kitaplığından Taşi ve Baba Yaga yı da keyifle ve merakla okudu.
Okumayı yeni öğrenmiş bir çocuk olduğunu düşünürsek, okuduğunu anlamama ihtimaline karşılık anlattırdım iki kitabı da :)
Bir haftada iki kitap.. Aferin benim minik tatlı cadıma :)
Bir kitapkurdu yetişecek sanırım..



Bunun dışında küçük hanımın ikinci en büyük hayali su kaydıraklarından korkan annesiyle birlikte kaymaktı !!.
İşte bunu yapamadık.. Öykü, annesini ikna edemedi kayması için..
Ee çocuk ne yapsın?!?
Tek başına kaymayı da, kaydırağın sonunda girdiği suyun dibinden yukarı çıkıp kıyıya kadar yüzmeyi de, hepsini öğrendi..
Ve günde ben diyeyim 30 siz deyin 40 kez falan kaydı :)
Öykünün benden daha iyi yüzücü olduğuna karar verdim :)
Hem girdiği sudan saatlerce çıkmıyor.. (ben de o havuzda yüzerken sürekli havuzun etrafında yürüdüğüm için kapkara omuzlarım var artık) hem de saatlerce kaldığı suda (suyun derinliği 160cm) sürekli yüzüyor, kendince su balesi yapıyor :) derisi buruş buruş olana kadar çıkarmak ne mümkün sudan :) artık sırtüstü de yüzüyor..

Beni kaydırağa bindiremedi amaaaa deveye bindirdi !!!
Çığlıklar eşliğinde bir deve turu yaptık :)

Bu arada Burak Kut un yeni şarkısını biz ilk duyduğumuzdan beri : "gofret gofret gofret çiyiiizz" diye anlayıp dalga geçe geçe söylerdik..
tatilde anladık ki :) "komple komple tikiyiz" diyor galiba?!?!?!?
Pek güldük bu duruma :)

Bir fikir geldi aklımıza Kemer’de gezerken..
Bundan sonra anne kız birlikte gittiğimiz her yerden bir kartpostal alıp arkasına duygularımızı bir iki cümleyle yazıp tarih atıp saklamak..
Ve yine aynı şekilde benim çakıl taşı koleksiyonuma ayrı bir kategori açıp çakıl taşları üzerine mekan ve tarih yazıp saklamak..



Benim kızım kocamannnn olmuşşş ..
Bana ilk yalnız tatilimizde hiç zorluk çıkarmadı..
İkimiz çocuklar gibi eğlendik…Seni çok seviyorum bitanem..