20 Mart 2007 Salı

Çay Partisi




Cumartesi günü gelirleri Lösemili Çocuklar Vakfına gidecek olan bir çay partisi vardı..
Küçük Hanımla ikimiz anne kız ilk kez bir çay partisine gittik..
Partideki şıkır şıkır giyinmiş süslenmiş annelerden hiç bahsetmeyeceğim :)
Ama güne damgasını vuran bir olay var bence, kısaca onu anlatmalıyım..


Küçük hanım bikaç zamandır, sınıfındaki bi çocuğun ona aşık olduğunu ve bu yüzden yaşadığı sorunları anlatmaktaydı..
Ben Öykünün de olayı biraz abartabilme ihtimalini de düşündüğümden üstünde fazla durmamıştım..
Sadece bu tip şeylere izin vermemesi gerektiğini, arkadaş olduklarını ve bu gibi durumlarda neler yapılabileceğini konuşmuştuk..
Ve herhangi bir şey olduğunda her şeyi benimle paylaşması gerektiğini..
Mesela teneffüste sıkıştırıp öpmek gibi durumlarla karşılaşma ihtimalimiz yok değil..
Devir gerçekten değişmiş.. hem de çok.. aşk artık anaokulu çocuklarının dilinde..
Herneyse..
Biz kızımla ne olursa olsun bana anlatması gerektiğini, okulda da öğretmeniyle paylaşması gerektiğini ve kendisine dokundurtmaması gerektiğini vs.. yeterince konuşuyoruz sürekli..


Çay partisinde; küçük hanıma aşık!! olan çocuğun annesi ile tanıştık..
Ve kadın Öyküyle özel olarak da ilgilendi.. bana karşı da pek bi sıcak ve samimiydi ..
Hatta bir ara Öyküye: “kendine çok iyi bak, sen bizim için çok değerlisin..” gibi şeyler bile söyledi..
Ve hatta gürültüde çok net anlayamadım ama bir şey olmuş, bu Öyküye aşık olan çocuk ağlamış, meğer ağlama nedeni Öykü müymüş neymiş.. bunları söyledi Öyküye..

Bana doğru gelmiyor ne yalan söyleyeyim bu tip şeyler..
Ama sanırım biçok aile bunları bir oyun gibi görüyor..

İşin eğlence kısmında çocuklarını bilmeden kışkırttıklarını bile görüyorum..


Öykü hanım bu durumdan çok şikayetçi..
Çay partisinde de küçük bey, silgi, çiçek ve şeker yağmuruna tutunca Öyküyü, bizimkisi çocukların masasında kalkıp bizim masaya bile geldi ..


Çocukların gözünde her şey bir oyun henüz..
Ama onlar bilmeden bu oyunun dışına çıkabilirler..
Dikkatli olmak gerek diye düşünüyorum..
En önemli şeyin de çocuğun ailesine açık olması olduğunu düşünüyorum..
Neyseki Öykümle bu konuda bir sorunumuz olmuyor..
Her şeyi rahatlıkla bana anlattığı için, ben de dikkat edilmesi gereken noktaları hemen yakalayıp üzerine eğilebiliyorum..

Ah ah.. kızın mı var derdin var diye boşuna söylememişler..
Hele hele bu devirde..

9 Mart 2007 Cuma

Hayat Bilgisi



Öykü Hanımın arasıra eve getirdiği “Hayat Bilgisi” kitabını inceledim de dün gece..
Öyle hoş öyle güzel şeyler yansıtmış ki :)
Ara ara bunlardan bahsedeceğim mutlaka..
İşte geçen gün okulda yaptıkları bir sayfada yazanlar:

Aşağıdaki soruları oku. Ailende bu özelliklere sahip olan kişiler kimlerdir? Boş satırlara yaz.

AİLENDE:

1. Kendine en çok güvenen kim / kimlerdir?
Ben, annem, dedem.

2. En bilgili kişi kim / kimlerdir?
Dedem, anneannem, babam, annem.

3. En becerikli kişi kim / kimlerdir?
Anneannem, ben.

4. En fazla ikna yeteneği olan kim / kimlerdir?
Ben. !!

5. En cesur kişi kim / kimlerdir?
Ben, babam, dedem.

6. En çabuk ve doğru kararları alan kim / kimlerdir?
Annem, dedem.

7. Sorunlara çözüm bulan kim / kimlerdir?
Annem, ben, babam.


ben cevaplar üzerine hiç yorum yapmayacağım.
hepsi yeterince açık bi şekilde düşünce yapısını belli etmiş zaten.
amaaaa özellikle 4. soruya dikkatinizi çekerim :)