27 Eylül 2006 Çarşamba

Cesur Kızım



Annen neredeyse iki hafta geriden yazabiliyor ya neyse idare edicen artık böyle..

18 Eylül 2006 :
Eveeeeettttt kızım artık resmi olarak okullu olduuu…
minik minik hepsi aynı kıyafetle öyle şirinler kiii..
hiç okul problemi yaşamadık biz..
ne kolay oldu diyorum şimdi..
sanki mutlaka sorun çıkması gerekiyormuş gibi..
çıkmayınca şaşırıyor insan..


Okul başladı başlamasına ama ben bir olayı anlatmak istiyorum..
Kızım çok büyümüş benim arkadaşlar..
ve çok cesur bir kız olmuş..
ne desem ne kadar övsem az gelicek..
gurur duydum kızımla bir kez daha..


Olay şu:
Bildiğiniz gibi geçen hafta test sürüşümüz vardı:)
ve bu deneme haftası boyunca gelen servis, 18 eylül pazartesi günü gelmemiş.
Tüm servislere yeniden düzenleme yapılmış..
böylece öykü geçen hafta 1 numaralı servisteyken bu hafta ve bundan sonra 41 numaralı servise binecekmiş.
Okulun ilk günü telaşı belki Öykü hanımda yoktu ama biz anne ve babasında vardı.
İkimiz de cep telefonlarımızı evde unutmuşuz sabah okula giderken..
e ordan da işe gittik ikimiz de tabi..
veee öykücüm akşam 41 numaralı servise biniyor, servis şoförü evi tarif etmemiz için bilin bakalım kimi arıyor??
Benim cep telefonumu!!!
Açan yok..
baba aranıyor açan yok..
öyküye ev telefonunu soruyorlar, anneannesinin numarasını söylüyor arıyorlar açan yok, niye çünkü anneanne de sokakta öyküyü beklemekte!!!
Ve arkadaşlar okul ile evin arası 10 dakika iken 45 dakikada evi buluyorlar..
muhtara gidiyorlar tarif aldıktan sonra yola devam ederken öykü bizim eve yakın anacadde üzerindeki benzin istasyonunu tanıyor..
ve ordan gerisini kendisi tarif ediyor..
Olay bu…


günlerdir düşünüyorum..
okulun ilk günü..
kalabalık..
servis kalabalık..
geçen haftaki gibi sadece ilkokul 1. sınıf öğrencileri yok..
lise son bile var..
servisten tanıdığı kimse yok.
Şoför değişmiş..
ve evi bulamıyorlar..
anneye babaya ve anneanneye ulaşılamıyor!!!
Çok kötü değil mi!!!
Ve bu macera yeterince uzun sürüyor!!
Ben olsam korkardım..
öykü ağlamış olsaydı bile gayet doğal bulurdum..
ama bizim cadı ne ağlamış, ne panik olmuş, gayet soğukkanlı bir biçimde evini tarif etmeye çalışmış..


Söyleyecek başka söz bulamıyorum..


Seninle gerçekten gurur duyuyorum canım kızım..
bu yaşında beklenmedik sorunlarınla hiç panik olmadan baş edebildiğin için..
cesaretin için..
ve tabiî ki okul sorunu yaşamadığın için de..


(itiraf ediyorum, insan kendisiyle de gurur duyuyor azıcık, ben kızımı böyle yetiştiririm işte der gibi yani :))))

25 Eylül 2006 Pazartesi

Test Sürüşü Haftası



Küçük hanım artık okullu oldu..
bir haftalık test sürüşünü başarıyla tamamlandı.
Sanırım biz anne babalar çocuklardan daha heyecanlıydık..
bu hafta kıyafetler serbestti.


12 eylül Salı sabahı..
okula gittiğimizde öykünün anaokulundan 3 kızın da tan kolejine yazıldığını gördük..
ama öykünün çok iyi anlaştığı arkadaşlarından değilmiş üçü de :)
Önce bir saatlik kahvaltı, ve kahvaltı sırasında velilerin ve çocukların birbiriyle tanışması gerçekleşti..
Ardından çocuklar sınıflarına, biz anne babalar da konferans salonuna gittik..
konferans gerçekten iyiydi..
kafama takılan biçok sorunun yanıtını buldum en azından ben..
konferans bitiminde sınıflarında ziyaret ettik ufaklıkları.. :)
ardından servis ayarlaması güzergah tespiti vs yapılarak evlerimize dağıldık..
sorunsuz bir gündü..
küçük hanım çok mutluydu..
okulunu da arkadaşlarını da hepsinden önemlisi öğretmenini çok sevdiğini defalarca yineledi..


13 eylül Çarşamba sabahı..
okula servisle gittik..
annemi de aldım yanıma.. çünkü kıyafetleri alacaktık.
Bi öğrenemedim şu kumaşların cinsinden dokunarak anlamayı:)
yıkayınca uzar mı çeker mi bilemediğimden kaç beden alacağıma da karar verememiştim bi önceki gün..
annemle öykünün üzerine deneyerek sonunda seçtik kıyafetlerini..
sonra öykü sınıfına çıktı koştura koştura..
ilk teneffüsü bekledik annemle okulun bahçesinde çay keyfi yaparak..
ilk teneffüste öykünün yanına gittim..
bizimki oralı bile değil:)
"ben işe gitsem olur mu öykücüm" dedim..
cevap : "Sen daha burada mısın ki?? Niye gitmedin?? !!!!"


Devletimiz sağolsun bu yıl ilkokul birleri bir hafta erken başlattı okula..
sebep uyum problemi idi..
ama ufaklıkların hiçbiri sorun yaşamıyordu walla..
gereksizmiş bir hafta erken açılması okulların..


14 eylül Perşembe..
küçük hanım servisiyle gitti servisiyle döndü..
ilk defa yalnız gidip geliyor bugün..
tüm gün hiç haberleşmiyoruz..
akşam eve çok mutlu bir çocuk olarak dönüyor..
benim bu gece aylardır hayalini kurduğum konser vardı..
samael le orphaned land oralarda İstanbullarda coştururken insanları..
ben kuzu kuzu evimde oturdum..
alacağın olsun milli eğitim bakanlığı!!!


15 eylül Cuma..
yine sorunsuz bir şekilde ve yalnız başına günü tamamlıyoruz..


Ve ben haftanın sonunda kızımla gurur duyuyorum..
hiç problemsiz yaşattığı için bu ilk haftayı..
kendi kendine her işini halledebildiği için..
Seni çok seviyorum prensesim benim..

19 Eylül 2006 Salı

Tatil Bitti



Evet benim minik cadım bugün resmi olarak okula başladı..
ama ben bugünü daha sonra anlatacağım, çünkü şu anda geçtiğimiz haftaları kısaca özetlemek istiyorum.


(Anneciğin bir haftadır sana yazmaya çalışıyor bitanem ama şu annenin baş belası “zaman” geçtiğimiz haftalarda yine ful çalıştı:)


Öykü hanım yaklaşık 2 hafta önce deniz sezonunu kapattı.
Her yaz 2 ay süresince anneannesi ve dedesiyle birlikte erdekte kalmakta küçük hanım.
Geçen yaz yüzmeyi tamamen öğrenmişti.
Bu yaz yüzüşüne artistik hareketler ekledi ve dalmayı öğrendi:)
tabiî ki yaşıtı olup yüzemeyenlere veya kolluk ile yüzenlere çaktırmadan havasını da attı:)
Bu cümlede “çaktırmadan” kelimesi özellikle önemli..
Çünkü gerçekten hava attığını çaktırmamak için elinden geleni yapıyor:)
Plajda oturup onu denizde yüzerken ve hava atarken izlemek öyle keyifli ki..
Mesela en son aklımda kalan bir baba kız a attığı hava: kız simitte, babası yanında.. kıyıdalar..
biz kumsala geldik.. üstümüzü çıkardık yağlandık ve öykü doğru denize ..
hiç tereddüt etmeden, hiç duraksamadan (su soğukmuş falan umrunda değil) atıyor kendini suya.. ve yüzmeye başlıyor..
kızın babası kızına diyor ki: “gördün mü kardeş ne güzel yüzüyor” !!!
Öykü bir an duruyor.. onlara bakıyor.. ve hiç umursamaz triplerinde sanki söylenileni duymamış gibi yüzmeye devam ediyor..
uzun bir süre sürekli o kız ve babasının çevresinde ama bizimki..
normal yüzme, sırtüstü yüzme, suya yatma, dalma.. vs.. bildiği ne kadar şey varsa orada sergiliyor benim minik cadım.
Ama dediğim gibi hiç çaktırmıyoruz bunu:)
adam ve kız o yüzdükçe daha da konuşuyorlar..
hatta adam kumsalda oturan eşine seslenip öyküyü gösteriyor bir de, nasıl yüzüyor diye…
ondan sonra iptal tabi bizimkisi :)
Şu benim bitanem alem ya :)


Ben tabiî ki her haftasonu erdekteydim bu yüzden..
Cuma akşamı işten çıktıktan sonra gidip Pazar akşamı döndüm..
babası bu yaz iş değişikliği yaptığı için ve yeni başladığı işyerinde cumartesi günleri de çalışma olduğu için.. biz Öyküyle bu yaz bolca “anne-kız haftasonları” yaşadık..
akşamüzeri denizden döndükten sonra.. duşumuzu alıp hemen “anne-kız” yürüyüşlerimizi yaptık her akşam..
“anne-kız yürüyüşü” diyorum çünkü bu ismi Öykü verdi yürüyüşlerimize..
Erdek-Ocakların güzel bir yürüyüş alanı var denize paralel..
bir yanınızda deniz bir yanınızda cıvıl cıvıl kafeler mağazalar vs..
tabi bu yürüyüşlerimizin değişmez parçaları da var..
mesela her yürüyüşümüzde mutlaka kaynamış mısır ve dondurma yemek gibi..
her yürüyüşümüzde mutlaka “dvd-kitap” satan mağazaya uğramak gibi..
her yürüyüşümüzde mutlaka kumsala inip denize taş atmak gibi :)


Ve bitanem biliyor musun ben seninle bu yürüyüşleri öyle seviyorum ki..
öyle seviyorum :)


Neyse küçük hanım 6 eylül de artık tatili bitirip Bursaya evimize döndü..
Evini öyle özlemiş ki.. tüm odaları gezip, eşyalarını okşadı..
“ya annecim ben çok özledimmm evimizi” diyerek her odayı kokladı..
Gece ben birlikte yatmak istedim Öyküyle..
ama küçük hanımın rahatını bozuyormuşum!!!
İstemedi!!
Yalnız yatacakmış!!
Ben bir anda kendimi ona yalvarırken buldum!!
“nolur Öykü bu gece koynumda yat”!!!!
hemen kendimi toparladım tabii yaptığım şeyi fark edince:)
Ama çok özlemiştim ben kızımı yaaa :)


İlginç bir şey var geceden..
başucundaki komedinde hep su bulundururum..
öpüştük koklaştık iyigeceler tatlırüyalar diledik..
su istedi sürahiden bardağa döktüm..
ışığı açmamı istedi..
neden dedim.. ??
“Sürahimizi de çok özledim de bi bakayım” dedi!!!!
Espri yapmıyordu ciddiydi..
gerçekten sürahimizi bile özlemişti.. :)
tatlı cadım benim :)

5 Eylül 2006 Salı

Elveda Konser



Bugün büyük bir hayalimden vazgeçmek zorunda kaldım..
Haftaya Perşembe akşamı yani 14 eylül de istanbulda en sevdiğim gruplardan iki tanesinin birden konseri var..
Orphaned Land ve Samael..
kaç aydır ikisini birden aynı gecede izleyebileceğime inanamıyordum..
en sevdiğim gruplardan iki tanesi birden Türkiyeye geliyor konser vermek için..
ve aynı gecede ikisini birden canlı dinleyeceğim..
inanılmazzz bişey buuu..
kaçırmak için hiçbir nedenim olamazdı..
hayaller kuruldu aylardır, planlar yapıldı, yeni melek gösteri merkezinin yeri bile öğrenildi, salonun hangi kısmından bilet alınacağına kadar planlandı yani..
artık geri sayım başlamıştı..

Ve bugün…
üstüne bir bardak soğuk su mu içmeliyim şimdi kaç aydır kurduğum hayallerin??

Minik cadımın gideceği okuldan aradılar..
programda değişiklikler yapmışlar..
9 eylülde yapılması planlanan “çocuklar ve velilerin tanışma gecesi” ertelenmiş 12 eylül sabahı yapılacakmış!!!
Ve 13-14-15 eylül günleri de çocuklar bir ebeveyniyle birlikte okula gideceklermiş!!
Oysa daha bir hafta önceki görüşmemizde okulun 18 inde açılacağını belirtmişlerdi..
devlet okullarına uygulanan “bir hafta erken açılma” projesinin özel okulları kapsamadığını ve gerek olmadığını söylemişlerdiiiii!!!
Ve ben bugüne kadar hep konseri hayal ederek ve heyecanlanarak yaşarken..
bugün elveda dedim hayallerime..
Hem kızımın okula haftaya başlayacağını duyunca kalbim daha hızlı çarpmaya başladı..
hem de konsere gidemeyecek olmamın burukluğu kapladı içimi..

İşte anneliğin, kişisel isteklerin ve hayallerin önüne geçtiği bir olay daha..
değer mi.. tabiî ki değer.. bu sorgulanamaz bile..
ama öyle işte..
gitti benim konserrrr..

Şimdi benim minik cadım..
sen bu blogunu bilmem kaç yıl sonra okurken bu yazıyı özellikle iyi oku..
bana bir konser borçlusunnnn!!!
Ve benim bu konserde şu halimle yaşayacağım coşkuyu!!!
Bilmem anlatabildim mi??

Şimdi ne mi yapıyorum..
içimden zamanlamaya küfrederek Samael imi ve Orphaned Land ı mı açtım son ses dinliyorum..